30 Ekim 2015 Cuma

BAŞ AĞRINIZ GÖZ MİGRENİ KAYNAKLI OLABİLİR

Kronik baş ağrınızın nedeni göz migreni olabilir. Hemen migren tedavisine başlamadan önce göz migreni de dikkate alınmalıdır. Doğal migren tedavisi uygulamalarının bazıları göz migrenine de iyi gelebilir.

Migren günlük yaşamı olumsuz yönde etkileyen kesin tedavisi günümüzde halen bulunamayan hastalıklardan bir tanesidir. Göz migreni görme kaybına neden olabilir. Göz migreninin de kesin bir tedavisi yoktur fakat bazı ilaçlarla kontrol altında tutmak mümkün olabiliyor. Göz migreninin, normal migrenden farkı, birkaç dakika ile yarım saat arasında geçen daha kısa süreli atakların yaşanmasıdır.

Kadının Çilesi
Normal migrende olduğu gibi göz migreninin de kadınlarda daha fazla görüldüğünü belirten uzmanlar göz migreni atağı geçiren kişilerin ortaya çıkan geçici görme kaybı nedeniyle telaşlanmamaları gerekir, bunun geçici bir durumdur. Göz migreninde bazen baş ağrısı şikayeti olmadan göz önünde ışıklı çizgilenmeler ve ışık çakmaları ortaya çıkabiliyor. Bazı durumlarda bu şikayetlerin arkasından tek taraflı, damar atar gibi zonklayıcı yarım baş ağrısı, ışık hassasiyeti, bulantı ve kusma görülebiliyor. Düzensiz beslenme, uykusuzluk veya fazla uyku baş ağrısını tetikliyor.

Dünyada görülen en yaygın hastalıkların başında gelen ve Türkiye’de de nüfusun yüzde 45’inde görülen baş ağrısının en tehlikelisinin migren olduğu biliniyor.

Migren özellikle kadınları ve genç kızları etkiliyor. Migren yalnızca günlük hayatı sekteye uğratmıyor, aynı zamanda göz sağlığını da olumsuz yönde etkiliyor. Göz migreni olarak adlandırılan bu durum, hastalarda göz önünde ışıklı çizgilenmeler, gözlerinde kıvılcımların oluşması, görme netliğinin kaybolması gibi sorunların oluşmasına sebep oluyor.
Beyin damarlarında oluşan daralma sonucunda ortaya çıkan bu belirtiler 13-14 dakika kadar sürmektedir.

Belirtileri Nelerdir
Migren ağrısı öncesinde ya da başlangıcında hastalar gözlerinin önünde ışıklı çizgilenmeler, ışık çakmaları fark edebilir ve bazen bunları fark ettiklerinde migren atağının geleceğini anlarlar. Bu belirtiler yaklaşık on-on beş dakika sürebilir. Bunun temel sebebi beyin damarlarında oluşan daralmadır.
Kesin bir tedavisi olmayan göz migreni bulguları arasında en korkulanı gözün retina tabakasında kalıcı hasar oluşarak kalıcı görme kaybına neden oluyor.
Göz migreninin bir korkulan diğer bulgusu ise göz kaslarında oluşan geçici felçlerdir bu durumda ortaya çıkan şaşılık, göz kapağı düşüklüğü, göz bebeğinde büyüklük değişiklikleri gibi belirtiler görülebilir hastalar mutlaka koruyucu tedaviyle kontrol altına alınmalıdır.

İki Farklı Göz Migreni Hastalığı Vardır
Tek taraflı görme bozukluğu ve baş ağrısıyla ortaya çıkan retinal migren, kısa süreli olup göz muayenesinde herhangi bir bulguyla kendini belli etmiyor. Çok daha ender durumlarda görülen oftalmoplejik migrende ise, gözün hareketlerini kontrol eden sinirlerin bir bölümünde felç oluşabiliyor. Bu durumda şaşılık, göz kapağı düşüklüğü, göz bebeğinde büyüklük değişiklikleri gibi belirtiler görülebiliyor.

27 Ekim 2015 Salı

MİGREN GÜNLÜĞÜ TUTUN

Migren tedavisi tek bir ilaçla bastırılamayacak uzun ve meşakkatli bir süreçtir. Ve bu süreçte migren ağrılarını, tedavi için yaptıklarınızı, ağrıların başlangıç ve bitiş dönemlerini not ettiğiniz bir migren günlüğü faydalı olacaktır.

Migreni olan hastaların dönemsel olarak şikayetleri ve neler yiyip içtikleri gibi notlar düştükleri 'migren günlüğü' tutmaları oldukça faydalı. Çünkü kişiye göre değişen migren tetikleyici etkenlerin saptanması ve buna karşı önlem alınması ağrı sıklığı ile şiddetini azaltmada ilaç kadar etkili olabiliyor.
Migren teşhisi için öncelikle hastanın yakınmaları detaylı olarak dinleniyor. Hastanın ağrı özellikleri hakkında yeterli bilgi sağlandıktan sonra fizik ve nörolojik muayene bulgularına göre ileri tetkiklere gerek duyulup duyulmadığına karar veriliyor.

Bazı hastalarda kan tahlilleri veya beyin tomografisi ya da mr görüntüleme gibi görüntüleme incelemelerinden faydalanılıyor. Ardından hastadan migren günlüğü tutması isteniyor. Bu günlükte ağrının sıklığı, süresi, yeri, karakteri (zonklayıcı, yanıcı, batıcı vs), ağrıyı arttıran ve azaltan faktörler ile kullanılan ilaçlar yer alıyor.

Günlük takipler tedaviyi düzenleme açısından önemli olduğu gibi, hastanın da kendi ağrısını daha iyi tanımasına yardımcı oluyor. Bu şekilde daha sonra ortaya çıkan farklı baş ağrıları daha iyi ayırt edebiliyor.

23 Ekim 2015 Cuma

MİGREN BEYAZ YAKALILARIN KABUSU

Migren ağrıları genellikle düşük gelir düzeyindeki kadınları daha çok vuruyor. Özellikle kentlerde yaşayan/çalışan sosyo ekonomik durumu ortalama ya da altında olan insanlarda daha sık rastlanıyor.

Yurt dışında eğitim düzeyi arttıkça büyük şehirlerdeki migren sıklığının arttığını gösteren veriler de var. Yoğun ve stresli çalışan, düzensiz beslenen, yetersiz uyuyan, yetersiz dinlenen meslek gruplarında migrenle daha sık karşılaşılıyor.

Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Ayşe Kocaman, “Klinik gözlemlerim migrenin plazalarda çalışan beyaz yakalılarda daha çok görüldüğünü ortaya koyuyor” diyor.

21 Ekim 2015 Çarşamba

MİGREN AĞRISINI BASTIRAN ÖNERİLER

Migren tedavisi için çikolata, peynir, alkol, avokado, muz, portakal, soya sosu, dondurma gibi gıdalardan kaçınılması gerekse de tamamen diyetten çıkarmaya gerek yoktur. 

Krizi beklemek yerine, krizlerin önceden tahmin edilebilen doğasından yararlanmaya çalışın. Beklenen kriz döneminden önceki 4 - 6 hafta içindeki her haftada 1 gün bol bol su için. Kriz esnasında 2 kivi, 1 orta boy elma yiyin. 

İlk belirtilerin gözlenmesinden önceki üç gün boyunca, günde iki defa naneli yeşil çay için. Krizden önceki söz konusu üç günlük dönemde, baş bölgesindeki kan akışını geliştirmek için en az bir defa boyun ve omuz bölgesine derin doku masajı yaptırın. 

Krizden önce sertleşen boynun rahatlamasına yardım edecektir. Her sabah 10 - 15 dakika yoga egzersizi yapın. Fırsatınız olursa yürüyün ya da yüzün. Gece geç vakte kadar uyanık kalmaktan kaçının. Akşam yemeğini en geç saat 20.00'de, yavaş yavaş yiyin. Mümkün olduğu kadar dışarıda yemek yemekten kaçının.

19 Ekim 2015 Pazartesi

MİGRENE NEDEN OLAN FAKTÖRLER



İçsel Faktörler:

Migrene neden olan çeşitli faktörler bulunur. Maalesef tek bir neden olmadığı için teşhis ve tedavi aşaması da çok basite indirgenememiştir.

Migrenin bilinen nedenlerinden biri beynin çevresindeki kan damarlarının genişlemesidir.

Birçok uzman migrenin nedenlerinin en doğru tanımının sinir sistemi içindeki değişiklikler, özellikle sinir sistemi içindeki ağrı reseptörlerinin önemli bir parçası olan trigeminal sinir sistemindeki değişiklikler olduğuna inanıyor. Bu yol, sinir sistemi aracılığıyla iletilecek olan serotonin gibi beyin içindeki kimyasal maddelerin izleyeceği temel kanaldır.

Araştırmacılar, bir migren atağı esnasında vücudun salgıladığı serotonin miktarının azaldığını ve bunun da trigeminal sinir sisteminde değişikliklere neden olduğunu doğrulamıştır.

Serotonin miktarındaki bu düşüş, beynin çevresindeki kan damarlarının genişlemesinden doğrudan sorumlu olan nöropeptidlerin artmasına neden olur.


Dışsal Faktörler:

Hastanın kendi vücut kimyasında olan değişiklikler dışında çevre etmenlere bağlı olarak bu fizyolojik değişikliklere ve dolayısıyla da migrene neden olan birçok başka neden vardır. Bunların bazılarından migren tetikleyicileri olarak daha önce bahsetmiştik. En popüler bazı nedenleri hatırlatalım:

- Ergenlik, hamilelik ve menopoz döneminde vücutta gerçekleşen hormonal değişiklikler.

- MSG, aspartam ve tirozin gibi maddeler içeren bazı gıdaların migreni tetikledikleri bilinmektedir. Öğün atlamanın ya da eksik öğün yemenin de migren ağrısı çekenler için geçerli bir tetikleyici olduğu bilinmektedir.

- Uyku düzeninde veya uykuya dalma ya da uyanma düzeyindeki değişiklikler, özellikle vardiyalı çalışma durumlarında ortaya çıkan yaygın bir durumdur.

- Bazı ilaçlar, migreni ağırlaştırabilecek olumsuz yan etkilere sahiptir.

- Cinsel aktivitelerin ve yüksek yoğunluklu egzersizlerin migrene neden olan faktörleri tetiklediği bilinmektedir.

Bu tetikleyiciler, vücuttaki değişikliklerin yanı sıra stres ve diğer psikolojik değişikliklere de neden olabilecek çevresel değişimlere göre farklılık gösterir.

15 Ekim 2015 Perşembe

ALERJİNİN MİGRENE ETKİSİ

Yaşadığımız çevrede var olan alerjen maddeler kaşıntı, kızarıklık, burun akıntısı, gözyaşı, hapşırma, tıksırma, vs. yaptığı yetmezmiş gibi aynı zamanda migren ataklarımızın da tetikleyicisi olabiliyor.

Migren ataklarımızı tetiklemesi muhtemel bu alerjenlere karşı önlem almak tahmin edebileceğinizden çok daha etkili bir migrenle mücadele yöntemi olabilir.

Ev ortamındaki en yaygın alerjenler şunlardır:

- Toz, tüy ve polenler

- Evcil hayvan tüyleri

- Susam, yer fıstığı gibi gıdalar

- Bazı bitkiler ve otlar

- Evi temizlemek veya bulaşıkları yıkamak için kullanılan, kimyasal içerikli temizleyiciler.

Migren ve alerji arasında bir bağlantı olup olmadığını araştırmak için pek çok araştırma yapıldı. Bu araştırmalar özellikle de burun alerjisi olan kişilerin migrene yakalanma olasılığının 14,3 kata kadar daha fazla olduğunu ortaya koymuştur.

Bu alerji hastalarında histamin düzeyleri yükseldiği için kan damarlarının genişlemesi ve dolayısıyla migren ağrılarının artması normal kabul edilmektedir. 

12 Ekim 2015 Pazartesi

YAPAY TATLANDIRICILAR VE DİĞER MİGREN TETİKLEYİCİLERİ


Migrenin ortaya çıkışı ile ilişkilendirilmiş gıdalarda yaygın olarak bazı kimyasallar bulunur.

Gıdalarda bulunan Tiramin, Aspartam ve MSG en yaygın olan üç migren tetikleyicisidir.

Tiramin salamura veya marine edilmiş besinlerde bulunur ve tükettiğimiz pek çok gıdanın içinde bulunan yaygın bir koruyucudur.

MSG, çoğunlukla bazı gıdalara oranla daha hızlı tokluk hissi verdiği bilinen bir baharat ve koruyucudur. Hasta migrenden şikayetçi ise migrenin en hızlı tetikleyicisi olduğu bilinen bu maddenin olduğu işlenmiş gıdalardan kaçınmalıdır.

Aspartam, diyet gıdalarda şeker yerine kullanılan yapay bir tatlandırıcıdır.

Gıda hassasiyeti migrenin yaygın tetikleyicilerinden bir tanesidir. Bu 3 maddenin bulunmadığı gıdaları tercih ederseniz migren tetikleyici gıda hassasiyetinden daha az muzdarip olabilirsiniz.